Depresyon Aşırı üzüntülü olma, hem üzüntü hem bunaltı şeklinde bir duyguyla birlikte; değersizlik hissi, isteksizlik, karamsarlık gibi duygu ve düşünceleri ile belirtili bir sendromdur. Bu çökkünlük durumu, hem ruhsal hem de ruhsal olamayan hastalık veya hastalıklarla görülebilir. Bu nedenle birincil ve ikincil olmak üzere depresyon, iki farklı şekilde ele alınır.
Depresyonda olan bir bireyin yüzünde üzüntülü bir hal vardır. Bazı bireylerde öz bakım azalmış olabilir, omuzları çöküktür, genel olarak hareketlerinde yavaşlama, aşırı durgunluk, sıkıntılı ve gergin bir görünüm belirgindir.
Bireyin çökkünlüğü hafif ya da orta derecedeyse ilişki kurmasında bir problem yoktur. Fakat ağır bir durumda ise iletişime geçmekte zorluk çekebilir, sorulan sorulara bir kaç dakika sonra cevap verebilir ya da hiç konuşmama (mutizm) görülebilir.
Birey sık sık ağlayabilir ve bundan şikayetçi olabilir, ağır çökkünlüklerde ise üzüntülü, keder, elemli bir durumdadır. Bazı bireylerde sabahları aşırı bunaltılı bir hal çok belirgindir. Bununla birlikte bazı hastalarda ise aşırı ve çabuk öfkelenme, nefret duygularından bahsedebilir. Çoğu hastalarda yapılan şeylerden zevk alamama (anhedonia) depresyonun en belirgin halidir.
Depresyonda olan bireylerde bilinç açıktır. Çok ağır durumlarda bilinç bulanıklığı olsa da, bilinç bozuk değildir. Yer, zaman, mekan yönelim bozukluğu yoktur. Depresyondaki bireylerde algı bozukluğu görülmez. Ancak kimi depresif bireylerde kendini ve çevreyi değişik algılama gibi belirtileri de oluşabilir.
Geçmiş pişmanlıklarla, olumsuz anılarıyla, gelecek korkusu ile doludur. Kişide kendini suçlama eğilimi vardır; kendini işe yaramaz, değersiz hisseder ve kimi zaman bu düşüncelerden dolayı kendini cezalandırmak amacıyla öz kıyım (intihar) düşüncesi olabilir.
Genel olarak yemek yeme isteği azalır ya da daha seyrek olarak da aşırı yemek yeme durumuna bağlı olarak kilo artış ya da kilo kaybı görülebilir. Depresif bireylerin çoğunda enerji azlığı olur, çabuk yorulur; bu durum uyku bozukluklarına neden olabilir, erken uyanma durumları oluşabilir. Cinsel isteksizlik olur ve bu isteksizliğe bağlı olarak da cinsel uyarılma da zorluk, antidepresan ilaçlara bağlı olarak da ereksiyon ve orgazm sorunları da sık görülebilir.
Çocuklarda görülen depresyon yetişkinlerdekilerle hemen hemen aynıdır fakat bazı belirgin ayırıcı özellikleri vardır. Çocuklarda depresyon genellikle öfke nöbetleri ve ajitasyon şeklinde kendini gösterebilir. Yetişkin depresyonundan farklı olarak da üzüntü nöbetlerini nadir geçirir ve çocuklarda baş ağrısı, karın ağrısı, mide bulantısı gibi nedenleri belli olmayan fiziksel ağrılar görülür.
İleri yaşta çökkünlük sıktır fakat sık olmasına rağmen zor tanımlanabilir. Çökkünlük belirtileri olan ileri yaştaki hastada çökkünlük, bunama ya da her ikisi de bir arada bulunabilir. İleri yaşta görülen çökkünlük hastanede yatanlarda genel toplumdan daha fazla görülür. En sık görülen çökkünlük, sağlık sorunu olan ve özrü olan hastalarda görülür. Bununla birlikte duygusal belirtilerden çok vücutta nedeni belli olamayan ağrılar gibi fiziksel belirtilerle kendisini gösterir.
Depresyon ile birlikte mani ya da hipomaninin görülmesidir. Yani aşırı taşkınlık gösteren duygu durumun olması, benlik saygısını abartılı artışın olması, her zamankinden aşırı derecede konuşkan olma veya konuşmaya tutma, abartı davranışlarla kötü sonuçlar doğuracak davranışlarda bulunma( aşırı harcama yapma), uyku gereksinimde aşırı azalma olması.
Dönemin en ağır gecen sürecidir. Bu süreçte en ağır olduğu dönemler ise sabah saatleridir. Sabah erken uyanma veya uyku tutmaması, bazı motor hareketlerinde yavaşlama, derin bir umutsuzluk, üzüntülü hal ile belirgin bir çökkün duygu durumdur. Kişi bütün etkinliklerden zevk alamama durumu vardır, olumlu olaylara karşı bile anlık da olsa kendini iyi hissetmez. Yeme isteğinde azalma kilo kaybı gerçekleşebilir.
Bu depresyon sürecinde duygu durumda tepkisellik ön plandadır. İnsan ilişkilerinde aşırı duyarlılık bulunmaktadır. Belirgin kilo artışı, yeme isteği, aşırı derecede uyku uyuma isteği, aşırı halsizlik gibi belirtiler baskındır.
Bu depresyon türünde sanrıların veya varsanıların baskındır. Psikotik özellikli depresyon geçiren kişide klasik depresyon belirtilerinin yanı sıra görsel ve işitsel sanrılar eşlik eder.
Depresyon döneminde en belirgin davranışlarından birisi olan katatonik davranışlarıdır. Bu dönemde katatonik hareketsizlik anlamında, günlerce haftalarca bile hareketsiz kalma haliyle tanımlanan bir psikomotor rahatsızlığıyla belirgindir.
Olumsuz duygu durum belirtileri gebelik esnasında ya da doğumdan hemen sonra oluşan 4 haftalık bir süreçten bahsedilen ve bu süreçte ortaya çıkan belirgin bir özelliktir. Bu süreçte doğumla başlayan ve devam eden, bebeğini öldürme korkusu ya da bebeğin içine şeytani varlıkların girdiğine dair sanrıların oluşmasıdır.
Bu depresyon döneminde başlanması ile yılın belirli bir zamanı arasında, sonbahar ya da kış aylarının başlangıcında görülen düzenli bir zamanla ilişkili olan depresyondur. İlkbahar veya yaz aylarında bu durum kaybolabilir. Gün ışığının az olduğu yahut da güneş ışığını gün içerisinde az alan kuzey ülkelerinde daha sık görülen depresyon çeşitlerindendir.
Tek bir tedavi yönteminden bahsetmek doğru olmaz. Depresyonun sebepleri, belirtileri, süreci ve yoğunluğu farklı olduğundan tedavi yöntemi ve süreci de farklıdır. Yukarıda bahsedilen belirtilerin sizde ya da bir yakınınızda olduğunu düşünüyorsanız, iyileşmek için birden fazla seçeneği değerlendirmelisiniz. Depresyon belirtilerinin şiddetine göre, sosyal destek, bazı yaşamlardaki değişikliklere gitmek ve bir uzman tarafından profesyonel bir yardım almak gibi olasılıkları değerlendirebilirsiniz. Özellikle günlük yaşamı sürdürmeyi engelleyecek düzeyde işlevselliğin azalması ve intihar düşüncelerinin varlığında bir profesyonelden yardım almak çok önemlidir.
Duyuru: Dikkat Geliştirme Programı | Klinik Psikolog Merve Tekdemir
7-14 Yaş aralığında dikkat ve odaklanma becerisini geliştirmek isteyen tüm çocuklar katılabilir.
|